9 Mayıs 2009 Cumartesi

Melekler ve Şeytanlar


Şifrelerin gizemli dünyasını aralayarak, çok yönlü düşünmeyi ve sorgulamayı okuyucuya aşılayan Dan Brown’un öncelikli olarak “Da Vinci Şifresi” kitabını bir solukta okumuştum. Paris’teki Louvre Müzesi'nde bulunan Mona Lisa tablosunun hemen önünde işlenen bir cinayeti, Simgebilimci Profesör Robert Langdon’ın çözmeye çalışmasıyla gelişen olaylar dizisinin inanılmaz derecede akıcı bir üslupla ele alındığı bu kitabın uzun süre etkisinde kalmıştım desem yalan olmaz. Hatta kitabın etkisiyle Mona Lisa tablosunu gözümde o kadar çok büyütmüştüm ki Louvre’a gittiğimde büyük bir tabloyla karşılaşacağımı düşünmüştüm. Ancak ebatları çok küçük bir tabloyla karşı karşıya kaldığımda nasıl bir hayal kırıklığına uğradığımı inanın anlatamam…

Şunu söylemeliyim ki ‘best seller’ kitapları hemen alıp okumayı sevmiyorum. Ancak bir arkadaşımın ısrarlı tavsiyeleri sonucu okuduğum Da Vinci Şifresi, bütün ön yargılarımı alt üst etti. Histeri derecesinde çok satan bu kitap, 2006 yılında sinemaya uyarlanmıştı. Kitabı okumayanlar için filmin anlaşılmasının zor olduğunu söyleyebilirim. Konu geçişleri ve akıcılık açısından filmi beğenmemiştim hatta çok sıkıldığımı hatırlıyorum. Filmi izleyen çoğu arkadaşım da aynı görüşteydi: “Uyarlama kitabın hakkını vermemişti”.

Da Vinci Şifresi’nin etkisinde kalarak bu sefer yazarın ‘Melekler ve Şeytanlar’ kitabını okumaya başladım. Abartısız iki günde okuduğum kitabı Da Vinci Şifresi’nden daha çok sevmiştim. Kitap, din uzmanı Robert Langdon’ın tarihteki en güçlü yer altı organizasyonu olan İlluminati adlı antik gizli kardeşlik cemiyetinin tekrar dirildiğini öğrenmesiyle gelişen konuları ele alıyor. Kitapta Langdon’ın İlluminati'nin Vatikan üzerine kurduğu planları gerçekleştirmek için harekete geçtiğini öğrenmesinin ardından İtalyan bilimci Vittoria Vetra ile Roma'da 400 yıllık antik sembollerin izlerini sürmesi, okuyucuyu dur duraksız bir kovalamacaya sürüklüyor.

Da Vinci Şifresi’nden önce 2000 yılında yazılan bu eser, şimdi sinemaya uyarlandı. 15 Mayıs’ta gösterime girecek olan filmi, ön yargısız bütün ayrıntılarıyla izleyeceğim. Geçen gün filmin ‘trailer’ını izlediğimde kamera geçişleri ve görüntünün etkileyiciliği dikkatimi çekmişti. Her ne kadar filmi ön yargısız izlemeye çalışacaksam da kafamda canlandırdığım sahnelerle bir kıyaslama yapmadan geçemeyeceğim. Umarım Da Vinci Şifresi’ndeki gibi hayal kırıklığına uğramam… Filmi izledikten sonra tekrar yorumlarımı yazacağım…


LinkWithin

Related Posts with Thumbnails