5 Mayıs 2009 Salı

İstanbul kodları


Küsüyorum, aradan iki saat geçiyor her şeyi unutuyorum, yine sana bağlanıyor ve barışıyorum. Sen, ikircikli hallere girip, kendi kendimle konuşmama neden oluyorsun. Oysa ben böyle biri değilim ama sürekli beni değiştiriyorsun.

Hayranlık ve bıkkınlık ikisi yan yana. Nasıl oluyor ben anlamadım, en iyisi sen de sorma. Çok nazlısın, cilvelisin ve eminim ki bu kumpaslarınla herkesi ele geçiriyorsun. Bazen alaycı bakışlar atıyorsun; küçümsüyorsun. Bazen de caddelerinde havalı havalı yürümeye izin verip; büyüklendiriyorsun.

Şımarıksın, hırçınsın, deli dolusun; kendini sevdirmeye bile izin vermiyorsun. Güzelliğinle baş döndürüp sürekli vaat ediyorsun; daha iyi bir yaşamı. Zamanı çok hızlı yaşıyorsun. Neden uyumuyorsun? Sessizliğinde bile çığlıklar atıyorsun. İncindiğini saklamaktan da yorulmuyorsun.

Dört mevsimi doya doya yaşıyorsun. Bugün rüzgârlı bir gündü, yağmur yağacak derken yine eteklerin uçuştu. Kollarınla sımsıkı sardın herkesi, bütün çıkışları kapattın, kilitleri taktın. Kırmızı rujunu böyle günlerde sürüyorsun ve gördüm ki unutmamışsın. Ciddi bakışlar atıyorsun, mavi gözlerinde bir sır saklı. Dolaşan ipi çözemedim yine…



Neden bana kendinle ilgili sürekli sorular sorduruyorsun? Daha ne kadar sürecek senden vazgeçememe oyunlarım? Yine bırakıp gideyim diyorum, bu sefer de seninle tüm yaşadıklarımız aklıma geliyor. Filmi başa sarıyorum. İşte bak gördün mü? Olmuyor. Sana hak veriyorum. Şımarmana, surat asmana ve bana hayatı sürekli sorgulatmana. Biliyorsun, beni sen büyüttün. Gecelere kadar süren saklambaçlarımı, kovalamacalarımı, sekseklerimi seninle oynadım. O zaman bana yaşatmadığın korkuyu neden şimdi yaşatıyorsun? Sana olan güvenimi her geçen gün azaltıyorsun. Ben böyle düşünürken, acaba daha ne sürprizler hazırlıyorsun? Emin ol! Ben bıkmadan integralini almaya devam ederken hiç şaşırmayacağım…

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails