27 Nisan 2009 Pazartesi

Mutluluktan korkmak


Mutluluk tarif edilebilir mi, gösterilebilir mi ya da çalınabilir mi bilmem ama kişiden kişiye değiştiği için farklılık gösterebilir. Bazen bir çocuğun annesine sarılması, sevgililerin aynı yıldıza bakması, bir aile sıcaklığı, ayrı düştüklerimizle hasret gidermek, bir arkadaş toplantısında iyi vakit geçirmek, bir sıcak çorba içmek, bir kediyi sevmek, bazen de ayrı şehirlerde ya da ülkelerdeki insanların aynı güneşten ısınması mutluluğu özetleyebilir yaşanılır bir şekilde… Ressam Dianne Dengel’e göre mutluluğun resmi yapılabilirdi. İçerisine bolca gün ışığı giren bir odadaki yatağın iki tarafında sarmaş dolaş ebeveynlerle çocukların bir arada uyumaları, şemsiye ile üstlerinden akan sudan korunmaya çalışmaları, üzerlerinde bir köpeğin ve yatağın baş ucunda küçücük bir kedinin de uyuyor olması ayrıca bir tavuğun da bu anı izlemesi Dengel’in mutluluk tanımını yansıtıyor. Kimilerine göre bu tablodaki resim küçük bir yatakta sıkış sıkışa yatan insanların bir arada ne kadar da mutlu olduklarını; yalnız başına yaşamak isteyen kimileri için de dayanılamaz bir anı anlatmaktadır. Dediğim gibi mutluluk kişiden kişiye değişmektedir.

***

İnsan olarak her zaman mutluluktan koktuğumuzu düşünüyorum. Mutluluk, bütün özlemlere eksiksiz ve sürekli olarak ulaşılmaktan doğan kıvanç olarak tanımlanıyor. Benimse mutluluk denilince hemen aklıma ‘bir insan nasıl oluyor da geçmişte ya da içinde bulunduğu anda dahi sıkıntılarından, kafasını meşgul eden sorunlardan, belki de hiçbir zaman çözüm bulamayacak problemlerinden uzaklaşarak, bir an için hayata gülümseyebiliyor?’ sorusu geliyor. Her mutluluğun ardında buruk bir kalp, belki başka insanlar için önemsenmeyecek derecede kişiyi boğan kederler vardır diye düşünmeden kendimi alamıyorum. Ve bir an süren mutluluktan sonra tekrar bu problemlerle yüzleşmek zorunda kalmak ise en büyük işkence olsa gerek hayatta.

***
Acaba hayatı boyunca her günü mutlu geçen insan var mıdır? Hayatı boyunca her günü mutlu olsun diye çabalayan insan ya da gerçek mutluluk var mıdır? Kime göre gerçek olacak bu mutluluk peki… Aslında ‘engelleri aşmak en büyük hazdır’ diyor Alman filozof Arthur Schopenhauer. Meselelerin temelinde yatan bizi yıllardır mutsuz kılan sadece engeller midir? Ya hayatta yitirdiklerimiz, bir daha elde edemeyeceğimiz, her gün biraz daha araya zaman giren anlar ya da beynimizden silip atamadığımız, aklımıza her defasında geldiğinde söyleyemediğimiz sözler ne olacak… Mutluluk bunları belli bir zaman içerisinde unutturabiliyor ama sonsuza kadar etkili olabiliyor mu? Zevkten sızdıktan sonra ertesi güne kısık bakan gözlerimizin önüne bütün unutmak istediklerimiz tekrar gelmiyor mu? İşte bu yüzden mutluluklar beni korkutuyor.

Yaşamak istiyorum
Sonsuza kadar aklımda
Çözmek zorunda olmadığım bilmecelersiz.
Yaşamak istiyorum
Her adım atışımda
Ayağımı ağırlaştıran engellersiz.
Ve bilmek istemiyorum
Mutluluklarımın ne kadar sürdüğünü.
Bir anlamı yok.
Çünkü
Tekrar beni eski halime döndürüyorlar…
03.03.2008

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails