Tutku diyorlar, alışkanlık diyorlar bazıları da zorunluluk diyor ben aşk işidir diyorum; haber yapmak, GAZETECİ olmak. Saatlerce araştırmak, kafa yormak, soruları düşünmek ve her şeyden önemlisi yazmak; en etkili, vurucu ve yalın bir şekilde. Bu iş, ilkokul mezunu bir insanın anlayabileceği bir dilden yazmaktır; bir o kadar da seviyeyi indirmeden dengede tutarak, harfleri, kelimeleri ve cümleleri tek tek seçmektir. Biraz da delilik olması lazım insanda. Merak zaten vazgeçilmez ilke. Kendine ve yaptığın işe güvenmek, ayrıca kalemini cesurca kullanmaktır. Zamanla yarışmak, yeri geldiğinde sabahlara kadar çalışmak ve kendini kötü, bitmiş, yorgun hissettiğin anda dahi “yazmalıyım” demektir. Öyle her yiğidin harcı değildir bu iş. Canı isteyen gazeteci olamaz. Biraz yetenek biraz mektep işidir. Ah bir de şu rekabetçi ortam olmasa tamamen kendinle yarışma işidir diyeceğim ama maalesef kaçış yok rekabetten. Bu iş, her gelişmeden haberdar olmak ama bir konuda uzmanlaşmaktır. Hiç durmadan düşünmek ve düşünmektir. Böyledir bizim meslek işte…