
Batı yakası Buda, Doğu yakası Peşte… Avrupa’nın gizli saklı tarihini içinde barındıran bir kültür hazinesidir Budapeşte… Kaleleri, tepeleri, köprüleri, gösterişli parlamento binası ve bütün bunları anlamlı kılan insanıyla görülmeye değer şehirlerin başında geliyor. Güneşli bir cumartesi günü ayağımın tozuyla turladım oryantal şehir Budapeşte’yi… Sadece Népliget’ten Deak Ferenc ter durağına kadar metro kullandım çünkü şehir hakikaten çok rahat yürüyerek gezilebiliyor.

İnsanları da gayet sıcaktır bu ülkenin. Macarcanın konuşulduğu bu ülkede İngilizce ya da Almanca sorduğunuz tüm sorulara Macarlar, sıcak bir gülümsemeyle cevap veriyorlar ve çok nazikler. Şehirde ilk soluğumu Szent Istvan Basilica’sında aldıktan sonra hediyelik eşya dükkânlarıyla süslü alandan Tuna Nehri’ne yöneldim. Otel ve eğitim binalarının gösterişli mimarisini uzun uzun inceleyerek devam ettiğim yolun sonunda tam karşıma aslan heykelleriyle süslü Széchenyi Lánchíd (Zincirli Köprü) çıktı. Köprüden geçtikten sonra direkt Buda Kalesi’ne ulaştım. Kaleye fünikülerle de çıkılabiliyor ancak ben tabana kuvvet diyerek yürümeyi tercih ettim. The Sándor Sarayı’nın çevresinden dolanarak çıktığım kalenin hemen hemen her tarafını dolaştım ve fotoğrafladım. Kalenin içerisinde yer alan Macar Ulusal Galerisi’ne de göz atmanızı tavsiye ederim. Güvercinlerin de Tuna’ya bakarak güneşlendiği bu anda şehrin her tarafından görülen Özgürlük Heykeli, merhaba diyordu bana.

Biraz durup Tuna boyunca konuşlanan yapıları ve manzarayı izledikten sonra kaleyi adımlamaya devam ettim. Kale içinde turistler için Macaristan’ın kültürünü anlatan folklorik kıyafetli bebekler satılıyor. Yaşlı Macar kadınından bir bebek satın alarak yönümü Balıkçı Tabyası’na çevirdim. Kaleden 15 dakika uzaklıkta olan bu eseri, hep merak etmişimdir. İnanılmaz derecede beni büyüleyen minik kuleleriyle kendimi başka bir dünyada hissetmeme sebebiyet veren eser, hakikaten başımı döndürmeye yetti. Tuna manzarası eşliğinde yemek yenilebilecek restoranların bulunduğu bu alandaki beş yıldızlı Hilton Budapest de şehre ayrı bir hava katıyor. Bir tarafta da büyüklüğüyle insanın üzerine yıkılacakmış hissi veren Matthias Kilisesi bulunuyor. 1015’te inşa edilen bu kilise, 14. YY’ın ikinci yarısında geç Gotik üslupla bezenmiş… Restore edilen eseri, maalesef çok fazla inceleme fırsatı bulamadım.

Budapeşte manzaralı panoramik kartpostallarımı da aldıktan sonra ara sokaklardan geçerek Tuna boyunca yürüdüm ve Margaret Köprüsü’nden Peşte’ye geçtim. Köprü’den Margaret Adası’na geçilebiliyor ancak ben dosdoğru Parlamento Binası’nı yakından görmeye gittim. Gölgesinin Tuna’ya yansıdığı bu binanın başka hiçbir ülkede benzeri yok. Sırf bu eseri görmek için bile Budapeşte’ye gelinir. Bu şehirde çok sayıda Türk yaşıyor ve restoranların çoğunu Türkler işletiyor. Geç saatlere kadar kafe ve restoranların açık olmadığı Avrupa ülkelerinde Türklerin işlettiği büfeler, kimi zaman kurtarıcı olabiliyor. Budapeşte’yi derinlemesine yaşamak isteyenler ise Çigan gecelerine katılarak, keyifli zamanlar geçirebilir. Trafik yok denecek kadar az bu şehirde. Ancak Almanya, Avusturya ve İsviçre’deki gibi bisiklet yolları çok yaygın değil.

Nyugati Meydanı’nın bulunduğu caddede yer alan tarihi Nyugati Tren İstasyonu’nu ve çevresini dikkatli bir şekilde turladım. Biraz ileride Terör Müzesi vardı ancak vaktim sınırlı olduğundan buraya gitmekten vazgeçtim. Budapeşte’nin önemli gezilip görülmesi gereken yerlerinden birisi de Kahramanlar Meydanı’dır (Hösök Tere). Metroyla ulaştığım meydanın bir yanında Güzel Sanatlar Müzesi diğer tarafında da Mücsarnok Sanat Sarayı yer alıyor.

Meydanın arkasındaki Alice Harikalar Diyarı ise şehre yeni gelenleri kucaklıyor. Budapeşte’nin en büyük eğlence parkına çıkan alanın solunda bulunan hayvanat bahçesi de kesinlikle görülmeli. Yine müze, kilise gibi tarihi yapılarla bezenmiş bu alanda soluklanıp nefes almanız hatta akşamın serinliğinde sandal turu yapmanız mümkün. Avrupa’nın Doğu Paris’i ezcümle kalbi olan Budapeşte’yi Tuna’nın büyüsünde böylece turladım. Ben bütün bunları bir güne sığdırabildim ancak aklım Budapeşte’de kaldı.