17 Mart 2010 Çarşamba

Yasak, kardeşim yasak!

Hepimizin bildiği üzere Türkiye'de çok uzun zamandır bir “Youtube” yasağı var. Türkiye'de interneti zapturapt altına almak düşüncesiyle, adeta yangından mal kaçırırcasına 5651 No'lu yasa hazırlanmıştı. Yasa, Bilişim STK'larının tüm itirazlarına rağmen seçim öncesinde, hızlıca Meclis'ten geçirildi. İki yıldır uygulanan yasa, çocukları korumanın yanında müstehcenlik, kumar, bahis gibi bir kaç suçu içinde barındırdığına dair yeterli şüphe sebebi bulunan yayınların erişiminin engellenmesini ön görüyor. Son anda Atatürk ile ilişkin suçlar da buraya eklendi. Bilindiği gibi "Youtube" 05.05.2008 tarihinde sakıncalı bulunan 10 video nedeniyle 5651 No'lu yasa yoluyla tedbir olarak kapatıldı. Söz konusu videoların bazıları “Youtube” tarafından tamamen kaldırıldı. Bazılarının ise sadece Türkiye'de erişimi yasaklandı. Bu şu demek oluyor: Yasaklama olmasa bile Türkiye'ye ait bir IP'den bu videoları görmek mümkün değil.

Şu zamana kadar tam olarak ne kadar web sitesinin yasaklandığını kimse bilemiyor ama İnternet Teknolojileri Derneği'ne göre 6 bin civarında olduğu tahmin ediliyor. Bu nedenle her geçen gün bizim bilmediğimiz ancak Google'da arama yaparken gözümüzün önüne "Bu site mahkeme kararıyla kapatılmıştır" ibaresi gelebiliyor. Artık bu duruma şaşırmamak lazım!

Şöyle bir baktığımız zaman “Youtube”dan başka “wordpress.com”, “geocities.com”, “richarddawkins.net”, “sites.google.com”, “myspace.com”, “last.fm” gibi sitelerin pek çok kez kapandığına şahit oluyoruz. Şu dönemde bazıları açık, bazıları da ilelebet kapalı görünüyor bu sitelerin. Evet, DNS ayarları değiştirilerek yasaklı sitelere erişilebiliyor ama bu durum yasakların hala uygulandığı gerçeğini değiştirmiyor. İnternet yasakları, birkaç kitap yüzünden bir kütüphaneyi kapatmak, bir program nedeniyle bir televizyon kanalının bir gün boyunca yayınını durdurmak kadar adaletsiz ve kamu yararına aykırı bir durum.

Şu günlerde yurtdışındaki ve yurtiçindeki yayın organlarında AİHM'nin verdiği toplam 12 bin 198 hak ihlali kararının 2 bin 295’inin Türkiye’ye ait olduğuna dair haberler dikkat çekiyor. Rapora göre, Türkiye “Adil yargılanma hakkı”nın ihlali konusunda ilk sırada yer alıyor. 2010 Ocak ayı itibariyle mahkemenin önünde bulunan 119 bin 300 dosyanın, 13 bin 100 adedini Türkiye aleyhine yapılan başvurular oluşturuyor. Buna göre mahkemenin baktığı her 9 davadan biri Türkiye ile ilgili. İfade özgürlüğü de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin önemli maddelerinden biri ve üzülerek belirtiyorum ki; Türkiye bu maddeden de oldukça mahkûm oldu. AİHM, ifade özgürlüğünün devletin veya halkın bir bölümünü inciten, şoke eden, rahatsız eden haberler ve düşünceler için de uygulandığını belirtmiş.

Yine mahkeme, internetin büyük miktarda bilginin saklanmasını, sunulmasını, yayılmasını ve halkın bu bilgi ve haberlere erişiminde önemli rol oynadığını kabul ediyor. Velhasılıkelam 21. yüzyıl dünyasında milyonlarca insanın ifade özgürlüğünü hiçe sayarcasına bu tür uygulamaları faaliyete geçiren, yasakçı zihniyeti kınıyorum. Bir an önce yasakların önüne geçilmesi için gerekli düzenlemelerin yapılmasını umutla bekliyorum!..

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails