19 Aralık 2009 Cumartesi

Bir Hasankeyf vardı…

Medeniyetler beşiği Hasankeyf'te gün geçmiyor ki sular durulsun... Batman'ın sınırları içerisinde 15 bin yıllık tarihi geçmişiyle dünyanın en eski uygarlıklarına ev sahipliği yapan Hasankeyf, bünyesinde barındırdığı antik döneme ait kalıntılarla Türkiye'nin en önemli kültür hazinelerinin başında geliyor. Ancak 2005 yılında hayata geçirilmek istenilen Ilısu Barajı ve Hidroelektrik Santrali Projesi'yle sular altında kalacak Hasankeyf'in yüzde 80'i…

Uzun bir hikâyesi vardır Hasankeyf’in… “Direniş mi, teslimiyet mi, ölüm mü, kalım mı?” bilinmez ama 57 yıldır süren bir hikâyedir bu… 2006 yılında hazırlanan raporlar çerçevesinde projenin finansmanını sağlayacak FAM Protokolü, İhracatçı Kredi Kuruluşları ile Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğü arasında imzalanmıştı. Bunun ardından Çevre ve Orman Bakanlığı, DSİ Genel Müdürlüğü ve Ilısu Konsorsiyumu arasında 2007 yılında projenin inşaat yapım sözleşmeleri de onaylanmıştı. Ancak Avusturya, Almanya ve İsviçre'deki kredi kuruluşlarının 7 Temmuz 2009 tarihinde projeden desteklerini çekmeleriyle bölgede yürütülen çalışmaların kültürel varlıkları yok ettiğine yönelik tartışmalar, daha da bir alevlendi. Yapılan tüm eleştirilere rağmen başladıkları projeyi bitirmekte kararlı görünen Çevre ve Orman Bakanlığı, dış kredi kuruluşlarının projeden desteklerini çekmesinin ardından yeni kredi arayışına girmişti. Şimdi TOKİ, Afet İşleri Genel Müdürlüğü ve DSİ arasında imzalanan protokol gereği, TOKİ yeni yerleşim yeriyle ilgili çalışmalar yürütüyor. Bu kapsamda önümüzdeki ay yerleşim yeriyle ilgili yapılacak ihalenin ardından inşaat çalışmalarına başlanılacak.


Yapılan açıklamalara göre yeni Hasankeyf, toplam 465 hektar alana kurulacak. Boş ve dolu toplam 596 hanenin bulunduğu Hasankeyf’te ilk etapta 600 konut yapılacak. Ancak yeni yerleşim yerinin cazibe merkezi bir yer olacağına dikkat çeken yetkililer, daha önce Hasankeyf’i terk edenlerin de bölgeye tekrar göç etmeleri ihtimalini göze aldıklarından konut sayısını bine çıkaracaklarını açıkladılar. Bir taraftan da projenin bölgenin kültür mirasına zarar vermesi nedeniyle hayata geçirilmesini engellemek isteyen sivil toplum kuruluşlarının (STK) mücadelesi aralıksız devam ediyor. Bu kuruluşların başında Doğa Derneği geliyor. "Hasankeyf Yok Olmasın" adında bir kampanya düzenleyerek bugüne kadar 21 bin kişinin ve birçok sanatçının desteğini alan dernek, kararlı tavrından hiçbir zaman vazgeçmeyecek gibi görünüyor.

Hasankeyf’i bu yılın ilk 11 ayında yaklaşık 1 milyon kişinin ziyaret ettiği gerçeği de dikkate alındığında gerek yapılan açıklamaların gerekse de bölgedeki uygulamaların tarihi mirasın nasıl korunacağına dair tatmin edici bir yanının bulunmadığını gözler önüne seriyor. Her kafadan bir sesin çıktığı bölgede, hem insanların yaşamlarını kolaylaştıracak hem de tarihi dokuya zarar vermeyecek bir projeyi hayata geçirmek; neden bu kadar zor Türkiye’de? Yazık! Hiçbir değerimize sahip çıkamadığımız gibi çıkarlar etrafında şekil alan bir bölgenin ellerimizin arasından kayıp gidişine de dur diyemiyoruz; ne çare…

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails